Virüs Nedir?

Virüs Nedir?

   Birçoğumuz HIV(AIDS), Influenza , Ebola , Nezle , Kızamık vb. hastalıkları daha önceden duymuşuzdur. Peki bu hastalıklar neden ortaya çıkıyor? Gelin hep birlikte bu hastalıkların altında yatan nedeni öğrenelim.

   Bu hastalıklar ve daha fazlasının sebebi tabii ki virüslerdir. Virüs hücre içi parazittir ve yaygın bilimsel kanıya göre “canlı olmayan; ancak canlılığın eşiğinde olan varlıklar” olarak tanımlanmaktadır. Virüsler sadece konak hücre içerisinde çoğalabilirler. Bu konak hücre ; bir mantar , bir bitki , bir hayvan ya da bir bakteri hücresi olabilir. Çoğu zaman virüsler başka bir canlı ile karıştırılabilir: Bakteriler. Fakat virüsler bakteriye göre çok daha küçüktürler. Her bir virüs kendi genetik bilgisini DNA veya RNA içinde saklar. Bir virüs hücreye bulaştığı zaman bu genetik bilgi konak hücre tarafından okunur ve virüs kendini çoğaltmış olur. Bunun sonucunda canlı hastalanır.

Virüsle Mücadele Yolları Nelerdir?

   Vücudumuz bu virüslerin çoğunu yenebilir. Ancak bazı virüsler çok güçlü olabilir. Virüs tedavileri için birçok ilaç mevcuttur. Bu ilaçların çalışma mekanizması birbirine çok benzemekle birlikte ya virüsün hücre içine girmesini engelliyor ya da virüsün kendini kopyalamasına izin vermiyor. Ancak unutmamalıyız ki virüs tedavileri genelde çok zordur. Çünkü virüsler hücrelerimizin içinde yaşarlar ve hücrelerimiz onlar için barınak görevi görür. Öte yandan antibiyotiklerin virüsler için etkili olmadığını unutmamalıyız.

    Vücudumuza giren bu mikroplar bir diğer tanımıyla antijenlerin yok edilmesinin en iyi yolu antikorlardır. Bağışıklık sistemimiz antijenlere saldırmak için antikorlar üretir. Böylelikle bağışıklık sistemi antijeni tanır ve antijen tekrar bulaştığında o antijenle başa çıkacak antikoru üretir.

    Bir diğer savunma aşılardır. Aşılar mevcut bir bulaşı olmadan vücuda bağışıklık sağlar. Aşıların çalışma mekanizması ise vücuda ölü ya da zayıflatılmış antijen vererek bağışıklık sistemi uyarılır ve antikor üretimi başlar. Vücut bu süreçte hastalığa yakalanmaz. Zamanla, aşılar virüs nedenli ölümlerin ve bulaşıların sayısını azaltmıştır.

    Peki virüslerin hepsi zararlı mıdır? Bu sorunun cevabı çok basit tabii ki hayır. Bazı virüsler bakterilere enfekte olurlar. Bu tür virüslere bakteriyofaj (bakteri yiyici) denir. Bazen bu özelleşmiş virüsler doktorlar tarafından bakteri bulaşılarına karşı tedavi olarak kullanılmaktadır

     Gelişen teknoloji ile birlikte bilimciler ,virüsleri iyi yönde değiştirmeyi öğrendiler.                    Uzmanlar ,virüslerin hücreye bulaşma yetilerini öğrendi. Örneğin , virüslerin hücreye genetik materyal taşımasını sağlayabiliyorlar. Bu noktada virüsler vektör adını alıyor. Böylece bilimciler ; vücudun kendi kendine üretemediği proteinleri üretmesi için virüsleri kullanıyor. Genetik materyali taşıyan virüs, hücreye ulaşıp protein üretilmesini sağlıyor.

Bilinen Yaygın Virüs Hastalıkları , Bulaşma Yolları ve  Belirtileri

Nipah Virüsü : Meyve yarasalarıdan canlı hayvanlara ve insanlara geçiyor. İlk belirtiler ateş, kusma ve baş ağrısı olarak ortaya çıkıyor. Daha sonra beyinde iltihaplanmaya yol açıyor.

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (CCHF) : Kenelerden insanlara geçiyor. Semptomları arasında baş ağrısı, yüksek ateş, sırt ağrısı, eklem ağrısı, karın ağrısı ve kusma yer alıyor. Henüz aşısı bulunmamaktadır.

Ebolo Virüsü : Meyve yarasalarından kaynaklandığı düşünülüyor. İnsandan insana ise açık yara, tükürük, kan, idrar, sperm ve diğer vücut sıvıları aracılığıyla bulaşıyor. Ani ateş ve halsizlikle kendini gösteren Ebola virüsü ileri dönemlerinde ishal, kaşıntı, böbrek ve karaciğer yetmezliğine ve bazı durumlarda da iç ve dış kanamalara yol açıyor.

Marburg Virüsü : Vücut sıvıları aracılığıyla bulaşıyor. Ebola’nın akraba türü olarak biliniyor.

Şiddetli Akut Solunum Yetmezliği Sendromu (SARS) : Çok şiddetli bir zatürre yaşanmasına neden olan bu virüs, havadan bulaşıyor.

Orta Doğu Solunum Sendorumu (MERS) : SARS ile aynı aileden gelmekle birlikte ölüm oranı SARS’tan daha yüksektir. Ancak buluşma oranı daha düşüktür. İnsandan insana ancak çok yakın temasla bulaşıyor.

Rift Vadisi Ateşi : Sivrisinek ve kanla beslenen diğer sineklerle taşınan Rift Vadisi Ateşi (RVF), genellikle inek ve koyunlarda görülen viral bir hastalık. Ancak insaları da etkilemektedir. İnsanlara, bu virüsü taşıyan bir hayvanın kanı ya da etiyle doğrudan ya da dolaylı bir temasla bulaşıyor. Ayrıca, kaynatılmadan içilen sütlerden veya sinek ısırıklarından bulaştığı da görülüyor.

 Zika : İnsanlara ağırlıklı olarak bu virüsü taşıyan sineklerin ısırmasıyla bulaşıyor. Ancak cinsel yolla da bulaştığı biliyor. Semptomları arasında ateş , kaşıntı , baş ve kas ağrısı yer alıyor.

Lassa humması : İnsanlara , virüsü taşıyan farelerin idrar veya dışkısıyla bulaşıyor. İnsandan insana ise vücut sıvılarıyla bulaşabiliyor.

Human Immunodeficiency Virus (HIV) : İnsan bağışıklık sistemine saldırarak onu zayıflatan, enfeksiyon oluşumu riskini artıran, bedenin enfeksiyonla savaşma gücünü azaltan, enfeksiyonun ilerlemesi sonucunda ise AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome) hastalığına neden olabilen bir virüstür. Kan, meni, vajinal sıvılar, anal sıvılar ve anne sütü ile bulaşabilir. Belirtileri üç aşamada görülür ; ilk aşamada baş ağrısı , ishal , kusma ve bulantı , yorgunluk , kas ağrısı ve boğaz ağrısı görülürken ikinci aşama virüsün sessiz dönemi olarak bilinir. Bu dönemde belirtiler gözlenmez ve virüs kendini yıllarca saklayabilir. Üçüncü aşamada ise virüs kendisini AIDS olarak gösterir.

COVID-19 : Virüs , genellikle enfekte kişi öksürdüğü, hapşırdığı veya nefes verdiği zaman oluşan damlacıklar yoluyla bulaşır. Bu damlacıklar çok ağır olduğundan havada asılı kalamaz ve hemen yere ya da yüzeylere düşer. COVID-19 ile enfekte birinin yakınındayken virüsü solursanız veya virüsün bulaştığı bir yüzeye dokunduktan sonra gözlerinize, burnunuza veya ağzınıza dokunursanız enfekte olabilirsiniz. En yaygın belirtileri ateş , kuru öksürük ve yorgunluktur. Görünen ciddi belirtiler ise solunum güçlüğü veya nefes darlığı , göğüs ağrısı veya göğüste baskı ve konuşma veya hareket kaybı olmaktadır.

Yorumlar